DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Ülkemizi bu denli tuzaktan, bu denli badireden nasıl çıkardıysak; Allah’ın yardımı ve milletimizin takviyesiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız” istikametindeki açıklamalarına cevap verdi.

Babacan, toplumsal medya hesabından yaptığı canlı yayında, şu sözleri kullandı:

“ELİNDE KURU EKMEĞİ İLE KALMIŞ İNSANLARI, VATAN SAVUNMASINDAYMIŞ ÜZERE KANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”

“Şu anda ülkemizde bir ekonomik kurtuluş savaşı falan yok. Berbat idarenin elinde değersizleşmiş bir Türk lirası, prestijini yitirmiş bir Türkiye var. Hani her fırsatta ‘yerli ve millî’ diyorlar ya, işte bugün kendi kendilerine çıkardıkları pek ‘yerli ve millî’ bir kriz var. Ama ne yapıyorlar, kurdaki bu artışı adeta bir kurtuluş savaşı kimliğine büründürmeye çalışıyor. Elinde kuru ekmeği ile kalmış insanları, vatan savunmasındaymış üzere kandırmaya çalışıyorlar

“ŞAHSİ BEKANIZ İÇİN MİLLETİMİZİN TERTEMİZ HİSLERİNİ KİRLETMEYİN”

‘Savaştayız’ diyorlar; ‘Yokluğa, yoksulluğa, açlığa razı olacaksınız’ diyorlar. Yapmayın, bu ülkenin tertemiz insanlarını aldatmayın. Evet, halkımız, bu vatan için her türlü zorluğa göğüs germeye hazırdır. Fakat bu milletin fedakârlığını, cefakarlığını istismar etmeyin. Kâfi artık. İktidarınızın müddetini uzatmak için, şahsi bekanız için, milletimizin tertemiz hislerini kirletmeyin.

“SAYIN ERDOĞAN ÜLKEYİ UCUZ İŞ GÜCÜ MERKEZİ YAPMAYI PLANLIYOR OLABİLİR”

Vahim bir husus daha var. Cumhurbaşkanı, kur artınca istihdamın artacağına dair, değeri kendinden menkul bir tez daha ileri sürmüş. Bu ne demek? Döviz kurunun artmasıyla, şu an zati aylık 250 doların altına düşmüş olan minimum fiyatı daha da düşürerek iş gücünü ucuzlatmak demek. Sayın Erdoğan bu ülkeyi ucuz iş gücü merkezi yapmayı planlıyor olabilir. Madem o denli, çıksın bunu açıkça söylesin. Süslü lafların gerisinde bu gerçeği gizlemesin. ‘Ben bu ülkenin çalışanlarının alın terini ucuzlatarak ekonomiyi yöneteceğim’ desin.

“ÜLKEYİ İÇE KAPATMASINA MÜSAADE ETMEYİZ”

Biz bu ülkeyi, insan onurunun yok sayıldığı ülkelerden birine çevirmesine müsaade etmeyiz. Özgürlükleri sıfırlayıp ülkeyi içe kapatmasına, insan onuruna karşıt fiyatlarla vatandaşını mağdur eden bir devlet uygulamasına müsaade etmeyiz. Bir de tüm istatistiki bilgilere muhalif olarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde ekonomimizin güçlü olduğunu tez etmiş. Bunun gerçek olmadığını ilkokula giden yavrularımız bile biliyor. Siz kimi kandırıyorsunuz?”

“AKIL DIŞI, BİLİM DIŞI TEZLERİNİZİ ARTIK BİR KENARA BIRAKIN”

Taraflı, partili cumhurbaşkanı ve akraba bakanın vazifeye başladığı 2018 yılından bu yana yokuş aşağı yuvarlanıyoruz. Sayın Erdoğan’ın, tek imzayla, aklına esen her şeyi yapmaya başladığı günden beri fakirleşiyoruz. 13 sene kabinede Sayın Erdoğan’la bir arada vazife yapmış birisi olarak kendisine sesleniyorum. Her dar boğazda, 2002 krizinde, 2009 krizinde ekonomiyi teslim ettiği bir arkadaşı olduğunu da hatırlatarak kendisine sesleniyorum: Akıl dışı, bilim dışı tezlerinizi artık bir kenara bırakın. Bu ülke bunların maliyetini çok ağır ödüyor.

“BU ÜLKENİN İKTİSADI SİZİN OYUNCAĞINIZ DEĞİL”

Beşerler mutsuz, beşerler aç, beşerler umutsuz. Türkiye’nin dört bir yanını geziyorum. Bu ülkenin iktisadı sizin oyuncağınız değil! Türkiye, sizin aklınıza gelenleri deneyeceğiniz bir laboratuvar değil! Bu ülkenin haysiyetli insanları da kobay değil. Kâfi artık. Bilmiyor olabilirsiniz. Bilmediğinizin farkında olmayabilirsiniz. Hiç olmazsa bilenlerle çalışın, bilenlere danışın.

“ÜLKEMİZİ BU KRİZDEN TEKRAR BİZ ÇIKARACAĞIZ”

Ülkemizi, 2002 yılındaki krizden çıkaran, 2009 yılındaki krizden çıkaran kadronun başında olan arkadaşınız olarak çok net söylüyorum. Ülkemizi bu krizden de tekrar biz çıkaracağız. Türkiye’yi tezli ve prestijli bir ülke yapacağız. Mutlak yoksulluğu bu ülkeden silmiştik, yeniden sileceğiz. Palavralara aldanmayın. İktidarın kurguladığı, hakikatten kopmuş propaganda telaffuzlarına kanmayın. Biz kimseye boyun eğmeyeceğiz, vatandaşımızın da boyun eğmesine müsaade etmeyeceğiz. Hayat pahalılığının altında beli bükülen vatandaşımızı kısa müddette refaha erdireceğiz. Az kaldı, bunu yapacağız. Umudunuzu asla kaybetmeyin”

Cumhuriyet