Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Kolu Lideri, Koronavirüs Bilim Konseyi Üyesi Prof. Dr. Ünal, bütün dünya ülkeleriyle birlikte Türkiye’de de kısıtlamaların yavaşlatılması ve ‘havalar ısınınca hadiseler azalacak’ diye yanlış haberin yayılmasıyla birden gevşemenin yaşandığını kaydetti.

3 TANE BÜYÜK IMTIHAN ATLATTIK 

Prof. Dr. Ünal, “Haziran ayı içerisinde 3 tane büyük imtihan atlattık ve aşikâr bir toplum hareketliliği oldu. Bunlarla birlikte hadise sayılarımızda düşme suratında yavaşlama ve tekrar bir artış meydana geldi. 900-800’lere gelen sayılar yine 1400-1500’leri gördü. Sonra tekrar önlemlerin bir daha hatırlatılması, bilhassa de önlemlerle ilgili denetimlerin yapılması, maskenin zarurî hale gelmesi, zarurî hale gelmesi yetmiyor, takılımın denetim edilmesinin artmasıyla bir arada tekrar bir düşüş meydana geldi ve 917’lere kadar geldik” dedi.

BU TÜRLÜ GİDERSE EYLÜL-EKİM AYLARINDA TEKRAR KIPIRDANMA MEVSİMİ GELEBİLİR

Hadise sayılarındaki düşüşün bu aylar için kâfi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Ünal, biraz daha önlemli olmak gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Ünal, “Haziran sonundan itibaren biz sayıların 500-400’lerin altına ineceğini umuyorduk. Lakin maalesef o düşüş yavaşladı. Ben bu türlü gideceğini varsayım ediyorum. Bu türlü gitmesini istemiyorum; lakin temmuz-ağustos ayında bu türlü giderse eylül-ekim aylarında yine kıpırdanma mevsimi gelebilir. Bu aylarda biz 100, 50, hatta 0 hadiselerini görelim ki ekim ayında kasım ayında griple bir arada ‘ikinci atak’ dediğimiz hadise gerçekleşirse oraya hazırlık olsun. Tekrar hazırlıklar yapılıyor; lakin bir türlü sıfırlayamadık. Sonuç olarak tekrar düşmeye başladı; ancak bu düşüş suratı kâfi değildir. Düşüş suratını artırmak için olay sayısını azaltmak için bütün güç, alınacak her türlü önlem vatandaşların elinde. Artık bunu bilmeyen yoktur; maske, ara, el paklığı. Lakin bütün bunlar konuşulmasına karşın bir türlü vatandaşlarımız tarafından maalesef aşikâr adımlar atılamıyor” tabirlerini kullandı.

‘SIKI ÖNLEMLERE DÖNMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ’

Askere uğurlama merasimlerinin yasaklanmasına değinen Prof. Dr. Ünal, şöyle konuştu:

“Yasaklanmasıyla bir arada onları görmüyoruz lakin artık de dün televizyonda seyrettim İstanbul’un bir semtinde gençler sokak partisindeydi. Şunu anlıyorum; sıhhat çalışanı daha çok olmak üzere hepimiz yorulduk, bıkkınlık var. Ancak vakit bunları kabullenecek vakit değil. Bunu üstümüzden atıp yeni bir güçle söylenenlere sıkı sıkı sarılmamız lazım. Zira virüsün bir yere gittiği yok. Dünyada günde 240-250 bin hadiselere ulaştı. ABD, hala daha günde 30-40 bin olaylarla gidiyor. Süratle bulaşmaya devam ediyor. O yüzden yokmuş üzere davranmak, onu yok yapmıyor. ‘Sokakta karşımızda gördüğümüz her bireyde kesinlikle bulaştırma potansiyeli vardır’. Bu cümleyi içimize sindireceğiz ve buna nazaran davranacağız. Davranmazsak ne olur? Bu türlü binlerde sarfiyat; lakin gün gelir 1500-2000 olur tekrar daha sıkı önlemlere dönmek zorunda kalabiliriz.”

‘BIÇAK KEMİĞE DAYANIRSA GERİYE DÖNÜŞ TEDBİRLERİ’

Prof. Dr. Ünal, gerek 11 Mayıs’ta gerek 1 Haziran’da Cumhurbaşkanı ve Sıhhat Bakanı tarafından bu kısıtlamaların azaltıldığı açıklanırken yakın takip edileceği ve gerektiği her an daha sıkı önlemlere geri dönülebileceğinin duyurulduğunu aktararak, “Çünkü salgının karakteri bu türlü. Bu takipler yapılacak, daha artış olursa daha sıkı önlemlere bu sıcak günlerde geri dönmek zorunda kalmayalım. Aşikâr karar alıcılar tarafından sayılar takip ediliyor, bulaşma sayısı, test sayısı takip ediliyor burada bıçak kemiğe dayanırsa tekrar geriye dönüş önlemleri konuşabilir.”

Cumhuriyet