Getty Images

Ankara, İstanbul ve İzmir’de çoklu baro kurulmasının yolunu açan yasa teklifinin TBMM Adalet Komitesi’ndeki görüşmeleri sürerken, düzenlemeye karşı çıkan ve görüşmeleri izlemelerine müsaade verilmeyen çok sayıda baro yöneticisi TBMM kampüsü kapısındaki nöbetini sürdürüyor.

Teklife karşı çıkan muhalefet partili milletvekilleri, vakit zaman Ulusal Egemenlik Parkı’nda sabahlayan baro yöneticilerinin yanına gelerek destek verdiler. Birinci günkü müzakerelerde, teklifin umum üzerindeki görüşmeler sabah saat 4.00’e kadar sürerken görüşmelere, bugün saat 14.00’de yine başlandı.

İktidar ve muhalefet partili milletvekilleri arasında vakit devir tartışmaların yaşandığı Adalet Komitesi’ndeki görüşmelerde, muhalefet baro yöneticilerinin görüşmelere alınmamasına reaksiyon gösterirken, AKP sözcüleri daha evvel baro liderlerinin kendilerini ziyaret ederek görüşlerini ilettiklerini söz etti.

‘İŞKENCEYE SUSACAK’

Encümendeki görüşmelerde laf alan HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş, çoklu baronun yaratacağı sakıncaları şöyle anlattı:

“Avukat da savcı ve yargıçla birlikte koordinasyonlu bir memur üzere gidecek, azap mi var? Susacak. Müvekkilinin vücudunda iz mi var? Söylemeyecek. Duruşma diyelim ki sorguyu yaptı, savunmasını mı yapması gerekiyor? Savunmasını yapmayacak, karara paydaşlık yapacak. Aslında üçlü bir birliktelik yaşanacak. Kişiler “Kim hâkime yakın, kim hâkime rüşvet verebilir, hangi davamı nasıl çözerim, hangi avukatla, kim iktidara yakın?” diye sorarken iktidara yakın kendi barolarını kurunca sair baroları itaate zorlayacaklar.”

‘BAROLAR SİYASETİN ENSTRÜMANI OLACAK’

CHP Umum Lider Yardımcısı Muharrem Erkek ise yeni düzenlemeyle meslek etiğinin ve disiplinin yok olacağını belirterek, baronun müdahalesi halinde avukatın üye olduğu barodan istifa edip gayrısına geçebileceğine işaret etti. Çoklu baroyu “adalete ihanet” olarak nitelendiren Erken, çoklu baroya geçilmesi halinde baroların “siyasetin enstrümanı” olacağına dikkat çekti:

“Sosyal demokrat baro olacak, milliyetçi baro olacak, Alevi baro olacak, Sünni baro olacak, AK Parti’ye yakın baro olacak, CHP’ye yakın baro olacak. Asıl o vakit siyasi enstrüman hâline gelecek barolar. Bizim derdimiz baro yöneticileri çıkıp da bizden yana tutum koysun, ondan yana vaziyet koysun değil ki, hukukun üstünlüğünden yana tutum koysun.”

‘AVUKAT TRANSFERİ’ TARTIŞMASI

Encümendeki görüşmelerde CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğdu, çoklu baro sisteminin “avukat transferi”nini yolunu açabileceğini söyledi. “Avukat aktarımı mümkün olacak mı bu yasaya nazaran ya da bu maddede avukat aktarımını engelleyen bir husus var mı? Yok” diyen Aydoğdu’ya AKP’li üyeler, “Avukatların ahlaklı olduğuna inanıyoruz” laflarıyla itiraz etti.

Kendisinin de avukatlara inandığını, ama kanunların yalnızca inançlar değil somut normlar üzerine kurulduğuna işaret eden Aydoğdu, “Yasayı getirdiniz, avukat aktarımını mesela; 15 tane avukatı bir barodan başka tarafa aktarım etmek için bir bedel karşılığı ya da bir siyasi hamleyle engelleyebilecek misiniz? Yok, niçin biliyor musunuz? Çalakalem yasa yaptınız ve buraya getirdiniz” görüşünü lisana getirdi.

‘100’ÜN ÜZERİNDE BAROCUK

YETERLI Parti Isparta Milletvekili Aylin Yavuz ise Barolar Birliği’nin 1969’da kurulduğunu ve demokrasiye yönelik müdahalelere karşın, şimdiye kadar barolara hiç dokunulmadığına dikkat çekti.

Çoklu baronun gayesini “barocuklar oluşturmak” olarak nitelendiren Bahadır, “Çocukluğumuzda bir reklam vardı ’10; 100 milyon baloncuk…’ Barolardan 100’ün üzerinde barocuklar oluşturma niyetindesiniz ancak bu problem gazoz üzere değil, gazoz üzere hafife alınacak bir sıkıntı değil, çok üzgünüm. Âlâ olmuyor yani kabarıyor işte” görüşüne mahal verdi.

‘YÜZDE 40’IN OY VERMEDİĞİ SEÇİMDE DELEGE MEŞRUİYETİ TARTIŞMALIDIR’

Yasa teklifinde imzası bulunan MHP Küme Başkanvekili Levent Bülbül ise üç büyük bölgedeki baro seçimlerinde delegelerin büyük kısmının sandığa gitmediğine işaret etti. Bu durumun temsilde adaleti zedelediğini belirten Bülbül, şu görüşleri lisana getirdi:

“Örneğin, İstanbul’da yapılan son baro seçiminde 41.462 oy verebilecek avukattan 26.294’ü oy kullanmıştır. Yani, 15.168 avukat baro seçimlerinde oy verme ve seçme hakkını kullanmamışlardır. Bu rakam, oransal olarak yaklaşık yüzde 40’a tekabül etmektedir. Şayet bir seçimde seçmen durumunda olanların yüzde 40’ı oy vermekten vazgeçmişse burada demokrasi ismine ve baroların temsiliyeti ismine büyük bir mesele var demektir. (…) Yani 46 bin kayıtlı avukatın yüzde 17,3’ünün oyunu alan yani 8 bin avukatın oyuyla blok listeyle seçilen İstanbul Barosu, aldığı salahiyetin, yalnızca, oyunu almadığı yüzde 83 yani 38 bin İstanbullu avukata hükmetmekle kalmıyor, Türkiye Barolar Birliğinde de 137 delegeyle Ankara ve İzmir delegeleriyle birleştiği takdirde yüzde 45’e hükmetme imkânına sahip oluyor”

‘EN İDEALİ YAPMAYA ÇALIŞTIK’

Bu kelamlara muhalefetten, “aklımızla alay mı ediyorsunuz?” reaksiyonu gelirken Özkan, “Suyun kaynama noktasından, efendim suyun kaldırma gücüne, yan çekimine kadar, bunlar nasıl matematik kuralları kadar netse, bizde “De lege feranda” mealinde en ülkü hukuku ortaya çıkarmak, bu manada da avukatlık mesleğini, siyasi tartışmalardan öte cihanşümul prensiplere en yatkın bir biçimde hayat geçmesini sağlamayı tutarlı gördük” tabirlerini kullandı.

Yasa teklifi hazırlanırken 80 baronun mutabakatıyla kendi içlerinde seçtikleri 30 baro lideri ile de görüşerek teklifi hazırladıklarını belirten Özkan, “Yani 80 baro geliyor ancak burada dilek ederdik ki keşke İstanbul, Ankara ve İzmir Baro Liderleri da bu 30 baro yöneticisinin olsalardı” görüşünü lisana getirdi.

Cumhuriyet