Eski Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı ve eski Başbakan Yardımcısı, Halkın Partisi (HP) Genel Lideri Kudret Özersay, organize cürüm örgütü başkanı Sedat Peker’in Kutlu Adalı ve uyuşturucu trafiği savlarına ait, “iddiada bulunan kişinin, geçmişte, yetkili makamlarda bulunanlarla çok yakın, kamuoyu tarafından bilinen bir isim” olduğunu belirterek, “Ciddiye alınması gereken savlar. Bütünüyle palavra söylüyor olsa bile araştırılması gerekir” dedi. “Ortada, büyük bir örgü, örtü ve ağ olduğunu” vurgulayan Özersay, “Bunun bir kenarından birkaç kesim ipin ucu görünmüş. Ülkelerimizin prestiji açısından bunların üzerine kararlılıkla gitmemiz gerekir” tabirlerini kullandı.
Peker’in argümanlarına ait Cumhuriyet’e konuşan Özersay, Kutlu Adalı cinayeti ve KKTC’nin kara para aklama ve uyuşturucu trafiğinde bir kesişme noktası olduğuna dair tezler üzerine KKTC Polis Genel Müdürlüğü’ne evvelki gün başvurduklarını belirtti. Bir faili meçhul cinayetin, devletin prestijine ziyan verdiğini, insan hakları ve demokrasi açısından da kara bir leke olduğunu vurgulayan Özersay, “Geçen müddet zarfında hiç bu nitelikte bir gelişme ve yeni bilgi ortaya çıkmamıştı ya da çıkmasına müsaade edilmemişti, bilmiyorum. Bugün geldiğimiz noktada yeni ögeler var” dedi. Adalı cinayetine ait bir şahidin, itirafçının ortaya çıktığına işaret eden Özersay, “Bu itirafın neden artık yapıldığıyla ilgilenmiyorum fakat ortada itirafçı var, bu yeni gelişmedir” dedi.
‘YALAN BİLE OLSA ARAŞTIRILMALI’
‘KARANLIK LEKEYİ AYDINLATALIM’
KKTC ile Türkiye ortasında bir isimli yardımlaşma mutabakatı bulunduğunu ve bu muahedeye nazaran KKTC polisinin ve yetkililerinin, Türkiye’de bulunan ve KKTC’de işlenen bir kabahatle kontaklı olduğu düşünülen şahısların tabirlerini almayı talep edebileceğini vurgulayan Özersay, “Türkiye Cumhuriyeti’ndeki polise, içişlerine, ‘Türkiye’de bulunan bu şahsın sözünü alın’ diye talepte bulunma hakkımız var. ‘Türkiye’de bu hususta kovuşturma başlatın’ diye talep etme hakkımız var. Bilgi belgeyi talep etme hakkımız var. ‘Bu düzenekleri çalıştırıp, Türkiye Cumhuriyeti’nden bunları talep edin ki karanlık bir nokta, kara bir leke olarak tarihimize geçmiş bu mevzuyu aydınlatalım, bu hususta inisiyatif almak zorundasınız’ diye dilekçe verdik” dedi.
‘BÜYÜK BİR ÖRGÜ, ÖRTÜ, AĞ VAR’
Atilla Peker’in gözaltına alındığına dikkat çeken Özersay, Soylu’nun mevzuya ait açıklamasına işaret ederek, “Kutlu Adalı davasıyla ilgili sözü alındı mı net değildi. Buradan polisimizin Türkiye’ye, Kutlu Adalı davası bağlamında da sözü alınması tarafında katiyen talepte bulunulması gerekiyor” dedi. Özersay, şunları kaydetti:
“Ortada, o denli anlaşılıyor ki büyük bir örgü, örtü, ağ var. Bunun bir kenarından birkaç kesim ipin ucu görünmüş. Bu ipin ucundan tutup çekecek miyiz, tamamının çözülmesini ve aydınlığa kavuşmasını sağlayacak mıyız yoksa örneğin ‘Kıbrıs ayağındaki ipi çekmeyelim de Türkiye’deki şu kısmının, birilerin ipini çekelim’ biçiminde mi kalacak? Kritik soru budur. KKTC’nin prestiji, KKTC ile Türkiye ortasındaki bağların çok daha sağlıklı bir yere oturtulması için; Kıbrıs davası ulusal bir davaysa, bu davaya daha sahiden hizmet etmek istiyorsak, Kıbrıs’a ait ipin ucunu tutup çekmek, bu alaka biçimlerini ve siyasi cinayeti aydınlığa kavuşturmamız, ülkelerimizin prestiji açısından bunların üzerine kararlılıkla gitmemiz gerekir.”
‘TARİHİ BİR FIRSAT’
Kıbrıs ile ilgili tezlerin sırf Kutlu Adalı ile ilgili olmadığını aktaran Özersay, “Ülkemizdeki milletlerarası uyuşturucu trafiği ve kara para aklanması noktasında ilişkisi olduğu, kesişme noktası olduğu konusunda sav var. İsimler veriliyor. Onların da tabirinin alınması, bahsin üstüne ciddiyetle gidilmesine dair de bir müracaat yaptık. Kamuoyu, iki mevzuyu birlikte tartışıyor. Bir taraftan huzursuzluk var. Başka taraftan bu bir fırsattır. Karanlık noktaların aydınlatılması, karanlık bağların aydınlatılması için tarihi bir fırsat” tabirlerini kullandı.
Cumhuriyet
