HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan partisinin Meclis’teki küme toplantısında konuştu.
Eski MİT Kontrterör Daire Lideri Mehmet Eymür’ün gündeme oturan azap itirafları üzerine konuşan Buldan, “Eymür itiraflarda bulundu, devlet ismine 18 kişi öldürüldü dedi, buyrun size delil. Var mı tek sayfalık soruşturma yok.” dedi.
Konuşmasının devamında Kobani ve HDP’nin kapatılmasına yönelik davaları pahalandıran Buldan, “Türkiye’nin geleceğini hukuksuz mahkeme salonlarında şekillendiremeyeceksiniz.” dedi.
Buldan şunları söyledi:
“Ahmet Kaya, mavi gökyüzünü sana dar etmeye çalışanlara karşı direnişimiz sürecek. Kobani davasının her etabı acemice tezgâhlanan kumpası kanıtlamaya kâfi de artar. Bu dava iktidarın özetidir, 7 Haziran’ın, 31 Mart’ın intikamını da alma davasıdır. Demokratik siyasete karşı bir darbe davasıdır. Bu iktidarın özetidir. Zira asıl failler değil öldürülenler yargılanmak istenmektedir.
Sıkıntı HDP olunca binlerce sayfayı doldurdular lakin ispat bulamadılar. Mehmet Eymür itiraflarda bulundu, devlet ismine 18 kişi öldürüldü dedi, buyrun size delil. Var mı tek sayfalık soruşturma yok. HDP hakkında binlerce sayfa iddianame yazan yargıçlar 18 kişi öldürülmüş, neden sesiniz çıkmıyor?
Sedat Peker, yaşanan pislikleri, işlenen kabahatleri ifşa etmeye devam ediyor. Var mı bir soruşturma. Elbette ki yok. Terfi almak için HDP’liler hakkında fezlekeleri otomatiğe bağlayan fezleke fabrikatörleri neredesiniz? Niye sesiniz çıkmıyor? Ne var Kobani davası var. HDP’yi kapatma davası var. İktidara şunları söylüyoruz, hatalısınız, kirlisiniz, kirli işlerinizi Kobani davasıyla örtemezsiniz, örtemeyeceksiniz.
17-25 Aralık’ın üstünü 6-8 Ekim’le örtemeyeceksiniz. Kumpasın tek desteği düzmece – bilinmeyen şahit tabirleridir. Bu dava birebir vakitte hakikat davasıdır. Sonunda hakikatin kazanacağını da Türkiye halkları iyi bilmeli. Kobani kumpas davasını süratle sonuçlandırıp, HDP hakkındaki kapatma davasına düzmece destek yapmak isteyenler komplocular iyi bilsin ki başaramayacaksınız. Kurduğunuz tuzağa siz düşeceksiniz.
Hakikatler ortaya çıktıkça Kobani davasının ardındaki karanlık örgütlenmeniz de bir bir ortaya çıkmaya devam edecektir. IŞİD karanlığı Orta Doğu’da nasıl kaybettiyse siz de birebir biçimde bu davaların sonucunda kaybetmeye mahkumsunuz. Türkiye’nin geleceğini hukuksuz mahkeme salonlarında şekillendiremeyeceksiniz. Türkiye halklarının ortak geleceği demokrasi, barış ve adalet çabasıyla kurulacaktır. Çökmekte olan iktidar bloğu halkın karşısına siyasetle çıkamıyor. Zira yürütebilecekleri siyaset kalmadı. Hukuksuz yargı kararlarıyla, baskıyla topluma kaygı salmaya çalışıyorlar.
İktidarın bir öteki kumpas da Barış Akademisyenleri’ne yöneliktir. OHAL komitesinin ret kararlarının oranları da bu kurumun adaletin geciktirilmesi emeliyle kurulduğunun açık bir ispatıdır. Bu kurul Barış Akademisyenleri’nin müracaatlarına ait 4 yıl sonra birinci kararlarını ilan etti. Bu kadarlar ile 81 Barış Akademisyeni’nin işlerine dönme talebine ret karşılığı verildi. Sivil vefatı tekrar gösterdiler. Bu kararları AYM kararına karşın verdiler. Hukuk tanımaz bu kurul sivil darbe kuruludur. 12 Eylül cunta zihniyetinin bir devamıdır aslında. Bu iktidar darbecidir. Barış Akademisyenleri bu ülkenin onurudur, gururudur, yalnız değiller. Onların yanında olduğumuzu bir defa daha söz ediyoruz.”
Cumhuriyet
