Kafeler, iş yerleri ya da konutlarda sıklıkla kullanılan karton bardaklar içerdiği plastik nedeniyle sıhhat riski taşıyor. Elimizin temas ettiği kısmı kağıttan imal edilen bardakların birçoğunun iç yüzeyi plastik kaplamadan oluşuyor. Sıcak çay, kahve, su ya da çorba konulan bu karton bardakların iç yüzeyinde bulunan plastik katmanlar sıcaklık nedeniyle eriyerek içeceğe karışabiliyor ve hastalık riskini arttırıyor.
“İÇ KISMI BÜSBÜTÜN PLASTİK GİYDİRME”
Bu tehlikeye dikkat çeken ve çeşitli hastalıklara neden olabileceğini söyleyen Medical Park Göztepe Hastanesi’nde misyonlu Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, “İnsanlar bunu karton bardak olarak isimlendiriyorlar. Karton yalnızca elinize değen kısmı. Aslında iç kısmı büsbütün plastik giydirme. Bu plastik giydirmeler Bisfenol A (sentetik organik bileşik) hatta Bisfenol F dediğimiz bir husus var kanserojen, kısırlık riski var, diyabet, hipertansiyon riski var. Bunu içerir ve buna neden olabiliyor. Biz o yüzden karton bardak denilip geçilmemesini istiyoruz. Mümkünse hani kafeleri çokça tercih ediyoruz gittiğimizde porselen bardak, cam bardak tercih edebiliriz. Porselen bardakta da mümkünse iç kısmı boyayla kaplanmamış bir porselen bardak olması lazım. Cam bardak en sağlıklısı. Ya da gittiğimizde bir çelik termosumuzu yanımıza götüreceğiz. En kesin tahlili büsbütün BPA içermeyen eserler, ambalajlar temin edilecek ve bunlar kullanılacak. Lakin öncelikle şunu söyleyebilirim; şu an günümüzdeki bu kahve şubelerinin birden fazla BPA içermiyor amblemine sahip eserler şu an için kullanmıyor” dedi.
“ÜÇ GÜN BOYUNCA BEDENDE KALABİLİYORLAR”
Kullanıcıların dikkat edebileceği birtakım noktalar olduğunu belirten Keskin, “Bu karton bardakların üzerinde numaralar bulunur. Bu numaralardan 3 ve 7 olanlar çoklukla BPA içermiyor diyebiliriz. Bunlar ağız yoluyla alındıktan sonra üç gün boyunca bedende kalabiliyorlar. Oyuncakların içerisinde var bu unsur. Biz çocuklarımıza oyuncak temin ederken de BPA içermeyen oyuncak temin etmemiz gerekiyor ve bu etiketi aramamız gerekiyor. Bunun kalple ilgili, damar sistemiyle ilgili, pankreasımızdaki insülin direncine neden oluyor. Diyabet riskimizi artırıyor. Biz olabildiğince bu çeşit ambalajlı eserlerden uzak kalmasını istiyoruz. Çok önemli farkındalığı olması lazım ki, bu eserler hiç BPA içermeyen bir husustan üretilsin. Bununla ilgili bizim farkındalığımız artıkça firmaların bunu arza dönüştürmesi artacaktır” diye konuştu.
“SICAKLIK VE KULLANIM MÜDDETİ ARTTIKÇA RİSK ARTIYOR”
Ambalajın içine konulan içeceğin ya da besinin soğuk ya da sıcak olmasının büyük ehemmiyet taşıdığına dikkat çeken Keskin, “Soğuk ambalajlanmış bir eserde bu BPA’nın suya geçme, oradaki içeceği, yiyeceği geçme ihtimali azalıyor. Lakin sıcak tüketilince sonuçta bu bir kimyasal. Biz gün içinde daima plastiklere maruz kalıyoruz. Bir insanın ortalama haftalık olarak tükettiği biyoplastik yani küçük nano partiküller olarak tükettiğimiz plastik ölçüsü bir kredi kartı büyüklüğüne eşit. Bir insan ömrü boyunca üç kiloya yakın plastik tüketiyor. Biz bunları bedenimizden bir yere kadar atabiliyoruz. Bunlar bedenimizde birikiyor. Kanserojen yani kanser riski taşıyor. Tüm organlarımızda birikerek romatizmal hastalıkları tetikleyebiliyor. Yeniden erkeklerde ve bayanlarda kısırlığa neden olabiliyor. Çocuklara zeka geriliğine neden olabiliyor. Bizim bu hususta dikkatli olmamız lazım. Neden bunu bilhassa kahveler için vurguluyoruz? Zira kahveler sıcak tüketiliyor. Sıcak tüketilen bir kahvenin o plastik ambalajdaki BPA’nın içeriye geçme riski daha yüksek” tabirlerini kullandı.
Cumhuriyet
