Sıhhat Bilimleri Üniversitesi Beyin Cerrahi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Bakır, her gün mesaiye toplu taşıma araçlarıyla gidip geldiğini, buna karşın pandeminin en başından bu yana bir sıhhat çalışanı olarak koronavirüsten kendini müdafaayı başardığını belirtti.
Prof. Dr. Bakır, herkesin bu virüsü taşıyabilme potansiyeline sahip olabileceğini düşünerek hareket ettiğini kaydederek, “Bunu düşünerek hareket ettim. İnsanların toplumsal durumu mevkisi, makamı bu virüsü ilgilendirmiyor. Bildiğimiz üzere birçok ülkenin liderleri da bu virüse yakalandı. Hasebiyle etrafımda bulunan herkesi Covid-19 olumlu olarak kabul ettim” diye konuştu.
‘BÜTÜN AİLE MASKESİZ SOHBET ETMEDİK’
Bulaşın hapşırma, öksürme ve karşılıklı konuşma ile gerçekleştiğini söz eden Prof. Dr. Bakır, şunları kaydetti:
“Bunlara karşı tedbir yalnızca maske ve uzaklık ile alınabilir. Ben de tedbirimi maske ile aldım. Fakat bunu konut ortamında da uyguladım. Meskende birbirimizin müspet olarak kabul etmemiz ve o biçimde hareket etmemiz gerekiyor. Mümkün mertebe aralıkta durmamız gerektiğini lisana getirdik. Bilhassa ‘maskesiz birbirimiz ile konuşmayacağız’ dedik. Zira en çok bulaş konuşma sırasında gerçekleşiyor. Benim oğlum Amerika Birleşik Devletleri’nden geldi.
Geldiği vakit hiçbir şikâyeti yoktu. O vakit PCR testi yaptırmakta zarurî değildi. Biz meskenin içerisinde de ‘maskesiz olmama’ kararı aldığımız için ben de oğlumun müspet olabileceğini düşünerek, bütün aile maskesiz birbirimizle sohbet etmedik. Hatta yemeklerimizi bile sırayla yedik. Oğlum yaklaşık 6’ncı günde hafif öksürük belirtileri göstermeye başladı ve test yaptırdık, olumlu çıktı. Test sonucu olumlu çıkınca ailecek tasaya kapıldık lakin tedbirliydik. Bunun üzerine tüm aile test yaptırdık ve sonuçlarımız negatif çıktı.”
’14 GÜN MÜHLETLE MASKESİZ KONUŞMAMA ÇAĞRISI’
Prof. Dr. Bakır, günlük yaşantısının kıymetli bir kısmının riskli alanlarda geçmesine karşın kendini koruyabilmenin önleyici sebebinin maske olduğunu vurgulayarak, “Pandeminin birinci başından bu yana kimseyle maskesiz karşılıklı konuşmadım. Kimsenin maskesiz benimle konuşmasına da müsaade etmedim. Kendimizin dikkatli olması yetmeyebilir, karşımızdakinin de dikkatli olması lazım. Virüsün 10 gün hayat müddeti var. Bir insan vücuduna girdiği vakit bu virüs 10 gün yaşayabiliyor.
10 gün içerisinde şayet diğer bir insan bedenine geçmezse, virüs inaktif oluyor ve bulaşıcılığını kaybediyor. 14 gün içerisinde kolektif olarak bütün vatandaşlarımız konutta bir ortada olan bireyler dâhil maskesiz birbirimizle konuşmazsak bulunduğu vücutta hapsetmiş oluruz. Bütün vatandaşlarımız buna tıpkı anda başlayıp 14 gün sürdürürse, virüs kimseye geçmeden olduğu yerde hapsolur. Virüs enfekte sayılarının da gerileyebileceğini düşünüyorum. Ben bu hususta bütün vatandaşları 14 gün müddetle belirli bir tarihten itibaren bu türlü bir uygulama gerçekleştirirsek, ülkemizin tam kapanma uygulamasına gerek kalmaz” dedi.
Cumhuriyet
