2014 yılında 10 milyon dolar yatırım ile hayata geçen A + zeytinyağı üretim tesisi, Balıkesir Gömeç ilçesinde. Program: Sabah bahçede “Limited özel hasat eserinin 2. hasat aktifliği ve “en kısa müddette zeytinyağı sıkımı rekor denemesi. Akşam yağmur bastırdı, konut sahipleri sevinsin mi, üzülsün mü bilemiyor! Seviniyorlar, zira kuraklık zeytini vurmuş, zeytinler etlenememiş, az biraz kurumuş. Hasattan evvel yağmur, zeytini yumuşatır, sulandırır, iyi gelirmiş. 

Lakin o çamurda ne hasat ne de rekor denemesi yapılabilir! Hasattan sonra zeytin ne kadar çabuk sıkıma girerse o kadar sağlıklı ve güzel oluyor: Asiltane Limited’in geçen yılın rekoru, şişelenmesi dahil, 2 saat 47 dakika! Taze ve kaliteli zeytinyağının ağzınızda buruk bir tat bırakması ve meyvemsi, çimenimsi kokusu olması koşul. 

Zeytinyağının ışık almaması gerektiğini biliyorduk, fakat bu kadarını bilmiyorduk. “Eğer 18 derecenin altında tutamıyorsanız, buzdolabına koyun” diyor Hasan İstikbal. Donmaz mı? “Donsun, çözülür. Çabuk tüketilmeli ve çiğ yemeli. 

ÇİN DE PAZARA GİRECEK

Hatta bu kadar iyisini ilaç üzere, her sabah bir kaşık içmeli. Yemeğe koyacaksanız da az, pişirdikten sonra biraz da çiğ dökmeli.” Çok kıymetli, herkes yiyemiyor? O vakit çok haklı bir şey söylüyor, “Bir bardak hazır kahveye 20 TL verirken iyi de, 400 yıllık ağacın özel sıkılmış, bu kadar emekle üretilmiş yağı mı kıymetli?” Sıhhat için, hoşluk için, zeytinyağı ilaç üzere. Tadına gelince: ne kadar acı, o kadar iyi demek! Rengi kıymetli değil. 

Zeytinyağı piyasasında önder ülke İspanya. Fiyatı o belirliyor, en çok ihracatı o yapıyor. Türkiye, bu kadar zeytin ağacı varken, kendi de tükettiği için, piyasada önder oyuncu, marka olamıyor. Dünyanın yalnızca yüzde 4’ünün zeytinyağı tükettiğini düşünürsek, ne kadar ayrıcalıklıyız. Çin, zeytin ağacı dikmiş, piyasaya girmeye ve tüketmeye hazırlanıyor. Ulaşabiliyorken tüketin! 

Cumhuriyet