22 Kasım 2016’da yayımlanan KHK ile kamu vazifesinden bir münasebet gösterilmeden ihraç edilen eski KESK Merkez Yürütme Konseyi (MYK) üyesi Hüseyin Gölpınar, bu süreçte yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı. Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’na bağlı Dışkapı Vergi Dairesi’nde çalıştığını ve 24 yıl 3 aylık çalışan olduğunu söyleyen Gölpınar, “Hakkımda idari ya da isimli bir soruşturma kelam konusu değildi” dedi.

15 Temmuz’dan evvel çalıştığı kurumda FETÖ’cü küme müdürü ve vergi dairesi liderleri olduğunu, çalışanların FETÖ’nün kapatılan Vakit gazetesine abone yapıldığını ve gazetenin dağıtıldığını öne süren Gölpınar, “O devir buna karşı çıktık ve basın toplantısı da düzenledik. Bunu yapanların hepsi şu anda Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nda küme müdürleri, vergi dairesi başkanları” dedi. Kurumda yaşadığı bir tartışma sonrası hakkında açılan bir soruşturmada görevlendirilen muhakkikin (inceleme yapmak üzere görevlendirilen kişi) de 16 Temmuz’da darbede etkin rol aldığı gerekçesiyle tutuklandığını söyleyen Gölpınar, “O gün Vakit gazetesine abone edenler, artık AKP’li oldular. O devir hem AKP’li hem Fethullahçılardı, artık yalnızca AKP’liler” diye konuştu. Gölpınar, o periyot dairelere yazı gönderildiğini ve “Dairenizde Fethullahçılar, sol örgütlere mensup şahıslar, ihraç edilmesini istediğiniz işçi var mı” diye sorulduğunu da tez etti.

İhraç edildiği devirde başbakanlığa ve çalıştığı kuruma itirazda bulunduğunu, hakkındaki ihraç kararının münasebetini öğrenmek istediğini kaydeden Gölpınar, dava açarak mahkeme süreci başlattığını da aktardı. Daha sonra oluşturulan OHAL Süreçleri İnceleme Komisyonu’na işaret eden Gölpınar, “Dava açanların davaları, kurula yönlendirildi. Böylelikle benim davam da komiteye yönlendirildi. OHAL Kurulu bir karar mercii, mahkeme değil. İktidarın, oyalama taktiğiydi. Belgem, yaklaşık 4.5 yıl OHAL Komisyonu’nda bekletildi” tabirlerini kullandı. Gölpınar, 23 Haziran’da müracaatının reddedildiğini ve kararın kendisine kısa müddet evvel bildirim edildiğini aktararak “Bizim açımızdan hukukî süreç yeni başlamış oluyor. Beş yılımızı bu türlü çalmış oldular” dedi.

Komiteye, misyon yaptığı kurum tarafından “PKK/KCK terör örgütüne müzahir (arka çıkan) faaliyetlerde bulunduğu” biçiminde bildirim yapıldığını ve bu bildirimin temel alınması ile itirazının reddedildiğini kaydeden Gölpınar, “Komisyonun münasebetinde somut kanıt yok. Müracaatım, işyerinin kanaatidir temelinde bir yargıya varılarak reddedilmiş. Örgüte iltisakla itham ediliyorum. Böyleyse hakkımda isimli, idari soruşturma yapmaları gerekiyordu. 4.5 yılda münasebet açıklanmamıştı. Kurul kararı ile 4.5 yıl sonra münasebetini birinci kere öğrendim. Karara karşı dava açacağım. Davam sonuçlandığında, vazife yapmış olduğum yerdeki küme ve daire liderleri hakkında da tazminat davası açacağım” sözlerini kullandı.

Üye olduğu Ofis İşçileri Sendikası’ndan (BES) 438 kişinin ihraç edildiğini, bunların 136’sının iade edildiğini söyleyen ve “İhraç edilen KESK’li sayısı ise 4 bin 272. Şu ana kadar 2 bin kişinin evrakı incelenmiş oldu. 800’ü kabul edildi, 1200’ü reddedildi” diyen Gölpınar, kurulda şimdi karara bağlanmayan evrak sayısının 10 bin civarında olduğunu belirtti. Bunların 2 bin 200’ünün KESK’lilere ilişkin olduğuna işaret eden Gölpınar, “AKP, darbe sürecini fırsat bilerek kendi lehine çevirdi ve muhalif bölümleri, sendikacılığı etkisiz hale getirmeye çalıştı” diye konuştu.

Emeklilik hakkı kazanamadan ihraç edildiğini söyleyen Gölpınar, “İhraç edilen beşerler için özel kesimde iş bulmak epey sıkıntı oldu. 9 aylık süreci bir yakınımızın işyerinde sigortalı olarak tamamladım. 1 yıl çalışmadan, gelirim olmadan yaşadım, 2018 Martı’nda emekli oldum. Özlük haklarımda kayıp kelam konusu. Ruhsal olarak güç süreçler geçirdik. Birçok arkadaşımız travma yaşadı, eşiyle ayrılmak durumunda kaldı, işportacılık yaptı. Bu sürecin hesabı o denli verilemez” sözlerini kullandı.