HDP, başta SADAT olmak üzere gibisi kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ait araştırma kurulu kurulması için TBMM’de önerge verdi.

HDP Kümesi ismine TBMM Genel Kurulu’na hitap eden Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, şöyle konuştu:

“EĞİTİMLER KİMLERE VERİLİYOR”

“Türkiye’de son devirlerde televizyonlarda paramiliter yapıların neler yaptığıyla ilgili çarşaf çarşaf tartışmalar yürütülüyor lakin iktidar kılını kıpırdatmıyor. Gayri resmî paramiliter kümelerin işlediği cinayetler hafızamızda canlıdır. Resmî kayıtlara nazaran, bu ülkede 17 bin faili meçhul cinayet işlenmiştir. Bu hafıza katliamlarla, sürgünlerle, ataklarla devam ediyor ve hâlâ canlıdır. İşte tam böylesi bir devirde, Suriye iç savaşının başladığı 2011 yılından çabucak sonra, 28 Şubat’ta yeniden paramiliter bir örgüt, SADAT kuruluyor. Bakın, SADAT’ın yaptığı çalışmalardan birkaç adedini söyleyeyim. El Nusra üzere bir terörist örgüte silah gönderdiği suçlaması var. Bu örgütlerin Sedat Peker’le birlikte, bilhassa 2015 yılından, çabucak o seçime giden süreçte topluma dehşet salmak üzere ataklar düzenledikleri gerçekliği orta yerde duruyor, açıklamalar var bununla ilgili. Bakın, SADAT kuruluşunda ne iş yapacağını söylemiş: Bomba imalatının da öğretildiği belirtilen ve bir tahrip eğitim paketinin yer aldığı programda ayrıyeten gayrinizami harp eğitimi paketi de bulunuyor. Bu paket bilhassa istihbarat, direnç harekâtı, gerilla harekâtı, kurtarma-kaçırma harekâtı, özel kuvvetler harekâtı, ruhsal harp harekâtı, gayrinizami harp liderliği üzere eğitimler veriyormuş. Kimlere veriyor, niye veriyor? Bu eğitimler sonucunda katılanlar hangi yetenekleri kazanacakmış? Sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma, kaçırma, tedhiş yani terör, sokak hareketleri çeşidi aksiyonlarda ve kapalı etkinliklerde oluşan harekât tekniklerini yetenek olarak kazandıracakmış. SADAT bir konuşmasında daha doğrusu kuruluş ideolojisinde diyor ki: Müslüman ülkelerin hassasiyetlerine uygun kontrgerilla eğitimi vereceklermiş. Müslüman ülke hassasiyeti ve Müslüman harp tabirleri nedir? Bakın, yeniden SADAT’ın kurucusu İstanbul’da bir kongrede diyor ki: ‘Mehdi gelecek, ortamı ona nazaran hazırlamalıyız.’ İktidara soruyoruz: Bu ortam nasıl bir ortamdır, bu ortamdan ne medet umuyorsunuz?

“NASIL KARANLIKLAR YAPILDI, NASIL SUİKASTLAR İŞLENDİ”

Tam bu türlü bir süreçte muhalefet, ana muhalefet önderi ve yeniden İYİ Parti Genel Lideri siyasal suikastların yaşanacağı savını ortaya attı. Pekala, bu siyasal suikastlarda SADAT türevi, gibisi, bu paramiliter örgütler nasıl bir rol almıştır yahut siz bunlardan ne medet umuyorsunuz? Bu örgütün yetiştirdiği üyelerin bir kısmının Libya’ya taşındığı çarşaf çarşaf medyada tartışıldı. İşte, onun için, bakın, geçmişin hafızası hepimizde taze. Nasıl karanlıklar yapıldı, nasıl suikastlar işlendi? 17 bin faili meçhulün nasıl işlendiği ve ‘bin operasyon yaptık’ diyenlerden siyaseten ve hukuken hesap sorulmadığı bugün ortada.

“KATLİAMLARI GERÇEKLEŞTİRENLER SADAT’IN EĞİTİMDEN GEÇMİŞ MİDİR”

AKP karanlıklardan ne bekliyor? Neyin gerçekleşmesini bekliyor ve bu karanlıkta ne üzere sonuçlara ulaşmaya çalışıyor? ‘Bugün 2015 yılına gidersek Gar katliamını, Suruç katliamını, Ankara katliamını gerçekleştirenler sanki SADAT’ın eğitiminden mi geçmiştir’ diye soruyor, Genel Heyeti bu önergemizi araştırmaya davet ediyorum.”

“ÖĞRENCİLERİ SADAT SEÇİYORSA VAY HALİMİZE”

CHP Kümesi ismine kelam alan Ali Uzman Başarır, şöyle konuştu:

“Bir hukuk devletinde SADAT, TÜGVA, FETÖ ya da ismini daha bilmediğimiz paralel yapıların olması bizi sahiden üzüyor. Bir hukuk devletinde vatandaşlar nasıl ki yasaya uyuyorsa, devlet de tıpkı halde Anayasa’ya, kanun, tüzük ve yönetmeliğe uymalıdır. Bakın, SADAT diye bir örgüt çıkmış. Kim bu? Ordudan atılan subayların kurmuş olduğu bir örgüt. Adnan Tanrıverdi diyor ki ‘askeri öğrencilerin mülakatına ben girdim, silahlı kuvvetlerin yapısını biz değiştirdik’ diyor ve şu ana kadar bir tek savcı çıkıp ‘ya, bir dakika, sen kimsin; Anayasa’da, kanunlarda senin tanımlaman ne’ demedi. AKP’den bir arkadaşımız çıkıp ‘bu adam kim’ demedi. Ordudan bahsediyoruz. Şayet ki orduya -yani albay, general, yüzbaşı, binbaşı adayları bu öğrenciler- bu öğrencileri SADAT seçiyorsa vay hayalimize. Bu türlü bir şey olabilir mi? Bakın, analar babalar çocuklarını doğurup, okutup, büyütüp size teslim ediyor. Lakin TÜGVA, SADAT elesin diye değil, hâkim olsun, savcı olsun, asker olsun diye. Ne yapıyorsunuz? Bu çocukların bahtını ne olduğu bilinmeyen bu yapılara teslim ediyorsunuz.

“ADNAN TANRIVERDİ GÖLGE ULUSAL SAVUNMA BAKANI MI?”

Ben merak ediyorum ‘tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan’ diyen Cumhurbaşkanının bu dört telaffuzunun neresinde SADAT? Neresinde TÜGVA? Olabilir mi bu türlü bir şey? Utanç duyuyorum. Bunların tehlikesini, bunların yanlışlarını anlamanız için bu Meclis’in bombalanması mı gerekiyor, 3 bin tane hâkimin terörist sıfatıyla yargılanması mı gerekiyor? Bu türlü bir şey olabilir mi? Doğal ki herkes soruyor: Neden bu durumdayız? Ben merak ediyorum, bu ülkenin Ulusal Savunma Bakanı ‘ya bir dakika, sen orduyu nasıl şekillendiriyorsun’ demiyor. Akıllara şu soru geliyor: Adnan Tanrıverdi gölge Ulusal Savunma Bakanı mı? Paralel Ulusal Savunma Bakanı mı? Bu ülkenin Ulusal Savunma Bakanı utanç duymuyor mu bunlardan? Hukuk devletinden bahsediyoruz, hukuk. Adam çıkmış ‘Ben asker seçiyorum, askerî öğrencileri ben alıyorum’ diyor, çıt yok, yargı da yok. Ne olduğu belgisiz bu yapılara bu hoş yapıları teslim etmeyin. SADAT karanlık bir örgüttür. Yargı artık soruşturma açacak halde değildir.”

TBMM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada, HDP’nin SADAT’ın faaliyetlerini araştırma önergesi oyçokluğu ile reddedildi.