Projeye ait son askıya çıkan imar planlarında kanal kapsamında iptal edilen Sazlıdere Barajı yerine İstanbul Avrupa yakasının su kaynaklarının koruma edilebilmesi için Kırklareli’ne Balaban ve Demirköy barajlarının planlandığı belirtildi. Trakya Platformu Kırklareli Devir Sözcüsü Göksal Çidem, “Kanal İstanbul ile kaybedilecek olan su kaynaklarının yerine Istrancalar’ın sularının kalanları da İstanbul’a gideceği açıktır. Lakin tüm bunları planlayan, onaylayanlar burada yaşayanlara, bize sormuyor. Bizi ve burada yaşayan tüm canlıları yok sayıyorlar” dedi.
Etraf ve Şehircilik Bakanlığı geçen ay tartışmalı proje Kanal İstanbul’a ait 3. Etap Revizyon imar planını askıya çıkardı. Plan raporunun “Hidrolojik Yapı” kısmında bir detay dikkat çekti. İstanbul’da büyük ırmak ve ırmaklar olmamasına karşılık, mevcut su havzalarından beslenen, çok sayıda akarsu ve dere bulunduğu anlatılan kısımda bu kaynaklardan içme suyu gayeli olarak istifade edildiği ve bu kaynakların muhakkak başlı 7 adet kente yakın su toplama rezervuarını beslediği belirtildi. Rezervuarlar ortasında Sazlıdere Barajı da yer aldı.
İKİ YENİ BARAJ
Raporda 4 Haziran 2015 tarihli İSKİ Genel Müdürlüğü yazısına dikkat çekilerek “Planlanan suyolu güzergâhının Sazlıdere Barajı üzerinden geçmesi ile devre dışı kalması halinde İstanbul Avrupa yakası su kaynakları potansiyelinin koruma edilebilmesi için Sazlıdere Barajı’nın yerine Balaban Barajı’nın (Kırklareli) ve Demirköy Barajı’nın (Kırklareli) içme suyu hedefli planlandığı belirtilmektedir” tabirleri kullanıldı.
MEMLEKETLER ARASI TESİRLERİ OLUR
Gazetemize konuşan Trakya Platformu Kırklareli Periyot Sözcüsü Göksal Çidem, “İstanbul’un havasının ve suyunun kaynağı Istrancalar’dır. Kanal İstanbul projesine itirazlarımızı yaptık. İstanbul’un hayat takviye sistemleri olan Kuzey Ormanları, su havzaları, su havzalarını besleyen su kaynakları, tarım ve mera alanları yok olacak. İstanbul’un kıymetli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı yok olacak. Doğal hayat alanları ve ekosistem bozulacak” dedi. Yalnızca İstanbul’da değil, Trakya’ya kadar tatlı suların beslediği tarım alanlarının yok edileceğini söyleyen Çidem özetle şöyle konuştu:
“Bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecek. Planlarda, yok olacak su kaynakları yerine Demirköy ve Balaban barajlarından su temin edilecek deniyor. Âlâ de buralarda şimdi baraj yok. Balaban Deresi üzerine planlanan baraj yalnızca ulusal değil, memleketler arası biyocoğrafyayı da etkileyecektir. Balaban Deresi, Rezve (Mutlu) Deresi’ne akar. Rezve ise Bulgaristan hududumuzu çizer. Rezve Deresi ve etrafı Bulgaristan Istranca Tabiat Parkı içinde kalan müdafaa alanı içindedir. Istranca Park Bulgaristan topraklarının yaklaşık yüzde 1 kadar bir alanı olup, tamamı müdafaa altındadır. Planlanan Demirköy Barajı’na bakacak olursak; Demirköy derelerinin toplam su ölçüsü yıllık 129 milyon metreküp olup, bölgenin toplam su muhtaçlığı yılda 86 milyon metreküptür. Geriye kalan yılda 43 milyon metreküp suyun İstanbul’un su gereksinimini karşılamaya katkısı ise yatırımla kıyaslanamayacak kadar azdır.
KIRKLARELİ İSTANBUL’A TESLİM
Kanal İstanbul projesinin yapılması halinde İstanbul’un şişmiş nüfusuna milyonlar ekleneceğinden ek nüfusun artan su talebi bu barajlar üzerinde büyüyen baskılar oluşturacaktır. Ve hatta Kırklareli’nin öbür dereleri üzerinde yeni barajlar kurulması da gündemde. Bu, tüm su varlıklarını İstanbul’a teslim etmiş bir Kırklareli manasına gelecektir.”
Cumhuriyet
