İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, BBN Türk’te Talat Atilla ve Tamer Korkmaz’ın sunduğu Perde Ardı’nın bu haftaki konuğu oldu. Soylu, 2019 İBB seçimlerine ait gelen bir soruya ”Ben İstanbul seçimini kaybettiğimizde ağladım” tabirini kullandı.

Talat Atilla, “Programdaki konuşmasında size yönelik akınlar oldu ve devam ediyor. Sizin bazen sert söylemlerininiz başarılarınızı gölgelediğine dair telaffuzlar var. Sayın Kılıçdaroğlu’na ‘sen bittin’, Meral Akşener’e ‘Sen stajyersi’ cümleleri sert olmadı mı?” sorusunu yöneltti.

“TÜRKİYE’NİN DEĞERİ YALNIZCA STRATEJİSİ DEĞİL”

Bakan Soylu programda şu cevapları verdi:

• Siyasete nerden baktıgınıza bağlı, siyasetin içine koyuyorsunuz buna bağlı. Dünyanın en sıkıntı coğrafyasının birisinde yaşıyoruz. Çocukluğumuzdan itibaren, bütün Türkiye’yi anlatanlar stratejik bir kıymeti anlatırlar. Üç tarafı denizlerle çevrili ve dünyanın kıtalarının ortasında olduğunu kıymetlendiririz. Türkiye’nin değeri yalnızca stratejisi değildir. Çok kritik coğrafyalarda bulunan ülkelerde var. Türkiye’nin ehemmiyeti Müslüman bir coğrafyada olmasıdır, kültürüdür, tarihidir. Bu ülkenin üzerinde bunlar karakter oluşturmuştur. Burda değerli olan bu kodların ele geçirilmesidir.
• Ülkemizde güçlü bir çaba var. Dünyada siyaset bicimi iki türlüdür. Zenginlik fakirlik ve batılık doğuluktur. Din üzerinden hal alır. Yerin oturtulduğu alan bu alanlardır. Bize emanet olarak bırakılan kültür, başımızın tacıdır. Onun dışında öteki öğretiler de var. Dinimizin bize bıraktığı öğretiler var. Bu coğrafya hepsinin sentezidir. Bir siyasi gayret yapıyorsunuz, şayet bunu koltuk için yapıyorsanız, sert olmazsınız. Doğrularla yürürken esneme hissesi çok yüksek olur. Bizim milletimizin vakit kaybedecek kaybı yok. Bizim dünyaya söyleyecek kelamımız var. Anlatacaklarımız var.

“TÜRKİYE BU TÜRLÜ DEVAM EDERSE BÜYÜK GÜÇ OLACAK DİYE KORKUYORLAR. TÜRK SİYASETİ İDAM ETMEDİ”

• Artık biz Balat’tayız. Burada Kilise canı da çalıyor, dünyanın en hoş ezanı da okunuyor. Burası çok farklı bir coğrafya. Bunun için herkesin gözü burada. Onun için siyaset yaparken zihninizde bunlar oluyor. Sınıfsal durumlar da bu türlü. Biz mazlumun mağdurun sesi diyoruz. Bu kolay kullanacak bir kelam değil. Bunu bugün yapmamışız, 600 yıldır bunu yapıyoruz. Karşıdan size haksız atak gelebilir. Elimizde güç varsa bu güç milletimizi yok etmeye yönelik değildir. Burada bu çaba ülkeyi ileriye götürme uğraşı, Türk siyasetinin dışında da verilen bir siyasettir. Menderes, Türk siyasetinin yerini hazırladı. Batı’nın korktuğu da budur. Şayet Türkiye bu türlü devam ederse büyük güç olacak diye korkuyorlar. Türk siyaseti idam etmedi. Dış güçler bu türlü istedi.

”SİYASETİN KENDİ LİSANI VARDIR”

Soylu konuşmasının devamında, Batı’nın Türk siyasetine her vakit karşı olduğunu söyleyerek, “Sermayenin tesiri burada çok açıktır. Artık burada sözümüzün bir sertliği yoktur. Siyasetin kendine ilişkin lisanı vardır. Siyaset geri adım atmasını da bilir. Siyasetteki kelamın ederi şudur ‘Yalan mı yanlışsız mu’ siyasetin oturduğu yer burasıdır. Siyaset devleti yönetenlerle millet ortasında köprüdür. Siyaset bu köprüyü oluşturur. Sert kelamın bir maliyet kelam konusu değildir. Ancak palavra kelamın maliyeti kelam mevzusudur. 1960 darbesine giderken Türkiye bu palavralarla gitti. Öğrencileri 5 bin silahla öldürecekler denildi. Devrin CHP Genel Sekreteri bunun palavra olduğunu açıklayalım diyor Ulusal Şefe. Burada sert kelamlar çok az konuşulur. Zira palavra konuşulur. Siyasette sert kelamın bir maliyeti yoktur. Nezaketli olursunuz sert kelam ortadan kalkar. Bu coğrafya kelamın değil hareketlerle karşı karşıyadır. Hepimizin eksiği var. Eksiği olmayan Allah vardır. Her gün birçok olayla karşı karşıya kalıyoruz. Biz burayı bu ölçekte götürmek zorundayız. Siyasetin kendi tabiatı var” dedi.

Talat Atilla, “siz siyasetin güçlü bir ismisiniz. Siz ‘Sen bittin’ deyince karşı taraf bir tedirginlik hisseder” diye soru yöneltti.

”BEN SİYASETÇİYİM SİYASETÇİ KİMLİĞİMİ BIRAKAMAM”

Soylu ise, “Ben siyasetçiyim, siyasetçi kimliğimi bırakamam. Siyaset içinde büyüdüm. 1980 darbesine karşı çıkarak büyüdük. Hayır propagandasının hayır olduğu devirde büyüdüm. Bütün bunların tamamını geride bırakıp, papyonumu takip devlet adamı formatına gireyim, bu hakikat olmaz. Ben nerden geldiğimi biliyorum. Bugün bize Tayyip Erdoğan’la yaptığımız çabayı unutturabilirler ne geldiğimiz yeri. Şayet biz devletin gücüyle haksız bir şey yapıyorsak haksızlık yapıyoruz. Terörle uğraş yapıyoruz. HDP bundan alınıyor. Tabi ki alınacak. Bakılması gereken taraf burasıdır bence” dedi.

Tamer Korkmaz, ise “Sizin, ‘Bu millet size 2023’te o denli bir ders verecek ki kendi partinize bile gelemeyeceksiniz” dediniz. Bu çok tezli bir çıkış. Bununla birlikte Sayın Kılıçdaroğlu da ‘Geliyor gelmekte olan’ diyerek Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmayı garanti olarak söylüyor. Bunu da çantada keklik olarak görüyor. Öbür seçimde aday olmayan Kılıçdaroğlu, bunu hararetle söylüyor. Bu türlü iki uç sav var. Sizin bu iddianızdaki münasebet nedir?” sorusunu yöneltti.

“TÜRKİYE’DE SOĞUK SAVAŞ BİTTİ, SİYASET ÖBÜR BİR TABANA GELDİ”

Bakan Soylu bu soruya, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk tarihinin en değerli olaylarından birisidir. Bunu yaşadığımız sürece göreceğiz. Bunu tarihi tabana alırsak, Cumhuriyetin ilan edilmesi büyük bir olaydır. Ondan evvel yapılanlar çok değerlidir. Türkiye, bu sisteme geçtikten sonra, öteki bir level’e geçmiştir, öbür bir safhaya yönelmiştir.1991 yılı Türkiye’de soğuk savaş bitti, siyaset öbür bir tabana geldi. 91’de partiler var. Burada MHP ve RP ittifak yaptı. Toplam oyları yüzde 10 civarındaydı. İsmine kutsal ittifak dediler. O vakitler büyük savlar konuşuldu. Seçim yüzde 18’le bitti. Sonra o patika büyüdü yüzde 21’e çıktı. 5 yılda bu patika bişey gösterdi Türkiye’ye. Türkiye’nin ana ekseni kendi bedelleriyle barışık bir tabanı var. 8-9 puanda aldı 20’lere çıktı. 95 seçimlerinde bu daha da büyüdü. AK Parti ise 34 ile hükümet kurdu” karşılığını verdi.

Cumhuriyet