İzmir Büyükşehir Belediyesi konut sahipliğinde, farklı coğrafyalardan bayanların bir ortaya geldiği Memleketler arası Bayan Sempozyumu’nun ikinci oturumu aktivist avukat Feyza Altun moderatörlüğünde yapıldı.

Mustafa Necati Kültür Merkezi’nde yapılan, Köy-Koop İzmir Birlik Lideri Neptün Soyer, Belçikalı aktivist ve Sosyalist Partisi Eski Senatörü Simon Susskind, Afganistan’ın birinci bayan valisi Habiba Sarabi, Filistin asıllı İngiliz sanatçı Reem Kelani’nin konuşmacı olduğu oturuma İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Gamze Taşçıer, Dikili Belediye Lideri Adil Kırgöz, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Lideri Kadir Efe Oruç, CHP Karabağlar Bayan Kolları Ba şkanı Aydan Tör, oda, dernek, sivil toplum kuruluşlarının liderleri ile temsilcileri, akademisyenler, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri ile yurttaşlar katıldı.

NEPTÜN SOYER: EL ELE VERMEK DURUMUNDAYIZ

İzmir Köy-Koop Birlik Lideri Neptün Soyer, “YinYang sembolü, iki zıtlığın bir ortaya gelmesi ve birlikte var olması manasına gelen ideoloji hayatımızda negatif ve müspet, gece ve gündüz üzere zıt kutupları temsil eder. Her şeyin bu türlü var olduğunu gösterir. İki zıt mananın bir ortaya gelince oluşturduğu bu istikrar, hayatın her alanında vardır. Bunu anlamak hayatın istikrarını anlamaktır. YinYang’a bakınca hayatı tamamlayan kesimler görürüz. Hayatımızda her an YinYang ile karşılaşabiliriz: Gece ve gündüz, bayan ve erkek… Bu ideolojiye nazaran, kozmosta iki kuvvet vardır: Negatif ve müspet. Gökyüzünde ay ve güneş, ateş ve su, gece ve gündüz, yaz ve kış üzere… İki zıt şey birlikte olmadığında hayat devam edemez. Bayan ve erkek sayısı, dünyada yüzyıllardır birbirine denk. Biraz fazla, biraz eksik” dedi.

1972’de NASA’nın dünya dışı hayatların varlığını araştırmak hedefiyle uzaydaki medeniyetlere altın plak göndermek istediğini söyleyen Neptün Soyer, “Astrobiyolog Carl Sagan, bir sunum hazırlıyor. Dünyadaki medeniyeti anlatmak için o plağın üzerine neyin işlenmesi gerektiğini anlatıyor. Uzaya gönderilen plakta, bir bayan ve erkek var. Bir medeniyet anlatacaksak ne yalnızca erkeklerle ne de yalnızca bayanlarla anlatabiliriz. El ele vermek durumundayız. Dünya tarihindeki medeniyeti, bir bayan ve erkekle anlatıyoruz. O plakta biz varız. Bu dünyada her ne varsa, bir bayan ve erkeğe ilişkin. Yalnızca erkeklere, yalnızca bayanlara da değil. Çok uzun yıllar, nedense erkeklerin bir savaşı oluyor. Yüzyıllardır erkek hâkim, erkek güçlü, erkek önder. Lakin bunun bir kazanımı olmadı. Biz yeniden yan yana, bir aradayız” dedi. Uzun yıllar iş adamları, bilim adamları üzere kavramların kullanıldığını, daha yakın gelece kte insan olarak söz edilmeye başlandığını belirten Neptün Soyer, “Hala insanoğlu diyebiliyoruz. Lisanımızı nasıl değiştireceğiz, nasıl oturtacağız ancak orada STK’lar, platformlar, barolar devreye girmeli. Adam akıllı olmayacağız galiba, insan akıllı olacağız gibi” dedi.

“HÂLÂ BAYANI KONUŞUYORU”

Neptün Soyer, “Galiba bir şey keşfetmeye çalışıyoruz, dünya hala bayanı keşfetmeye çalışıyor. Hala bayanı konuşuyoruz. 33 yüzyıl evvel, Milattan Evvel 13 bin yıllarında dünyanın birinci barış mutabakatı olan Kadeş Mutabakatı’nda Kraliçe Puduhepa’nın mührü var. Firavun ve kral ile birlikte. Biz hala Amerika’da, Belçika’da, Polonya’da, Filistin’de, Türkiye’de bayanı konuşuyoruz ve icat etmeye çalışıyoruz. Anadolu’da Göbeklitepe’de, Milattan Evvel 12 bin yıl evvel… Bir buğday adedini ekmeğe dönüştüre yeniden kadın” dedi. Köy-Koop İzmir Birliği’ne nasıl lider seçildiğini anlatan Neptün Soyer, “Kendine oy veren ve seçilen biri olarak biz birinci bayandık. Bütün salon erkekti. Beceri yeniden İzmir’de. İzmir’deki demokratik duruş, bakış açısı çok güçlü. İzmir’de, tarımda bayanın isminin yanına kelam masalarında kad ın erkek toplumsal cinsiyet eşitliği için oturabilecek bir duruş var” dedi.

SUSSKİND: BAYAN ÇABASIYLA GURUR DUYUYORUZ

Bugüne kadar bayan hakları konusunda birçok çalışmaya imza attığını söz eden Belçikalı aktivist, Sosyalist Partisi Eski Senatörü Simon Susskind, “Hayatımı bayanların birliğine adamış durumdayım. Bayanların hakları için çalışmaya devam ediyorum. Belçika’da bayanların banka hesabı açmak için erkeğe muhtaçlık duyduğunu hatırlıyorum. Türkiye’de 1930’lu yıllarda bayanlara haklar verildiğini biliyorum. Bu hususta Türkiye daha ileride. Bayanların durumunda pek çok gelişme oldu. Savaş, uğraş bitmiş değil. Afganistan’a baktığımızda bunu görebiliyoruz. Bu nedenle bayanlar ortasında alışveriş ve diyalog yaratmaya odaklandım. İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer’le konuştuk. Bayan konusu çok çatışmalı bir bahis. Belediye liderlerinin birlikte çalışması gerekiyor. 2022-2023 seçimlerinde mevcut trendleri değiştirmek sizin elinizde dedim . Belediye liderlerine büyük misyon düşüyor” dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması konusunda ise Susskind, “Kadınlara karşı işlenmiş hata olduğunu, durumun kabul edilemez olduğunu düşünüyorum. Bayanların uğraşıyla gurur duyuyorum” formunda konuştu.

KELENİ: KÖKLERİMİZİ REDDETMELİYİZ

Müzisyenliğin zorluklarını ve verdiği çabayı anlatan Filistin asıllı İngiliz sanatçı Reem Kelani, “Müslüman köklerimizle barışmamız gerekiyor. Kolektif olarak bizi oluşturan parçayı da dışarıya atamayız. Bizler İslami köklerimizi reddetmemeliyiz. Yokmuş üzere pencereden atamayız. Barışmamız ve üzerine çalışmamız gerekiyor” diye konuştu. Kelani, müzik söylemeye dört yaşında başladığını belirterek süreçte çok fazla zorluk çektiğini aktardı. Kendisine hakarete varan ithamlarda bulunulduğunu belirten Kelani, konuşması sırasında bir de müzik söyledi. Kelani, konuşmasının sonrasında Ortadoğulu bir bayan olarak Türkiye’de müzik söyleme deneyimlerini aktardı.

SARABİ: BAYANLAR ARTIK ÇALIŞAMIYOR

Afganistan’da altı rejimin çöküşüne tanıklık ettiğini söz eden Afganistan’ın birinci bayan valisi Habiba Sarabi, ülkede yaşanan zorlukları ve bayanların kahırlarını aktardı. 2002’deki anayasa taslağı ile birçok hakka sahip olduklarını kaydeden Sarabi, 15 Ağustos’ta rejimin çökmesi sonrası birçok hakkı kaybettiklerini belirterek “Ne yazık ki 15 Ağustos’tan sonra her şeyi kaybettik. Bir hafta içinde 130 bin genç ülkeyi terk etti. Yarım milyondan fazla insan işini kaybetti. Bayanlar artık çalışamıyorlar, kız çocukları için olan bütün okullar kapatıldı. Yalnızca ilkokula kadar gidebiliyorlar. İş sahibi olan öteki bayanları işe alan bayanların işyerleri de kapatıldı. Lakin bayanların motivasyonunu kıramadılar, bayanlar protestoya başladı. Fakat büyük müdahalelerle karşılaşıyorlar. 44 yıldır Afganistan’daki beşerler daima şiddete karşı gayret ediyorl ar. Bizler barış içinde yaşamayı hak ediyoruz” formunda konuştu.

Cumhuriyet