Türkiye’de tehlike altındaki yabani bitki ve hayvan çeşitlerini korumak için, ‘yaşam alanları olan doğal alanları ve ekosistemleri korumak gerektiğini’ vurgulayan Kalem, bugün hala var olan doğal alanların, ‘doğanın insan eliyle büyük ölçüde dönüştürüldüğü günümüz dünyasında elimizde kalan son doğal kaleler ve canlıların son yuvaları olduğunun’ altını çizdi.

WWF yetkilisi Dr. Sedat Kalem, ekosistemlerin korunması için şuurlu gayretlerin ve planlı aksiyonların gerçekleştirildiği yerler olarak tanımlanan ‘korunan alanlar’ın oranının 2030’a kadar yüzde 30’a yükselmesinin ehemmiyetine değinerek, “Yani doğal alanlarımızın en az üçte birinin korunması, hayat takviye sistemlerimiz olan ekosistemlerin varlığını devam ettirebilmesi ve biyoçeşitliliğin korunması için bu maksat son derece kilit kıymet taşıyor” tabirlerini kullandı.

“SON BAHT 2030’A KADAR YÜZDE 30”

Dr. Kalem, açıklamasında şunları kaydetti: Yüzde 30 amacı, ekosistemlerin devam edebilmesi ve sürdürülebilirliği için hayati değer taşıyan bir oran. Bugün, doğal alan ve biyolojik çeşitlilik kaybındaki sürat alarm verici seviyede, insanın geleceği de risk altında. Daha yaşanabilir bir dünya yolunda her şeyi tekrar rayına oturtabilmemiz için son bahtımız 2030’a kadar yüzde 30.

“BU İMKANSIZ DEĞİL LAKİN ACİL BİR DURUM”

Yani, gelecek 10 yıl içerisinde kaydedeceğimiz ilerleme, önümüzdeki yüzyılları şekillendirecek. Bu yeni 10 yılın başlangıcında kamu, iş dünyası ve sivil toplum ortasında güçlü bir iş birliğinin hayata geçirilmesi, 2030’a kadar, doğal alanlarımızı müdafaa statüsüne alarak, korunan alan oranımızı yüzde 30’a çıkarabilmek büyük bir amaç. Bu imkansız değil ancak acil bir durum.”

Dr. Sedat Kalem, hazırladıkları raporda 2030 yılına kadar şu adımların atılması gerektiğini söyledi:

– Türkiye’de daha fazla sayıda ve daha geniş alana sahip bir korunan alanlar ağının oluşturulması, daha güçlü, daha iyi korunan bir korunan alan idaresinin gerçekleştirilmesi.

– Bu gayelerin gerçekleşmesini sağlayacak, kapsayıcı, paydaş iştirakine açık, bilimsel asıllarla, memleketler arası tabiat muhafaza mukaveleleriyle ve AB tabiat müdafaa direktifleriyle uyumlu bir çerçeve Tabiat Müdafaa Kanunu’nun kabulü.

– Korunan alanların faal idaresinde kıymetli zahmetlere yol açan kesimli kurumsal yapının giderilmesi.

– Çeşit ve alan koruma/denetim çalışmalarından ziyaretçi hizmetlerine, yaban hayatı idaresinden altyapı çalışmalarına, eğitim-araştırma-izleme faaliyetlerinden istekli alakalarına kadar geniş bir yelpazeyi içeren korunan alan idaresinde aktifliğin arttırılması için lokal seviyede yeni bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi.

– Korunan alanlarda statü değişikliklerinden kaçınılması.

Cumhuriyet